Hepimiz birer kahramanız.
Ve bir kahramanın yolculuğu doğduğu anda başlar.
Ancak bir kadın kahramanın yolculuğu farklıdır.
Kadının karşılaştığı düşmanlar, engeller ve mücadeleler, erkeklerin karşılaştıkları gibi direk değildir. Atalarımızdan kalan miraslarla bilinçaltından gelir.
Dünya yavaş yavaş bu dişil varoluşa alışmaya başlıyor. Kadının kahramanlık yolculuğu her zaman annesi ile olan birlikteliği ile başlar. Kadınlık kalıplarını ve kadın olmanın ne manaya geldiğini öğrendiği annesiyle. Yolculuğu rahimden ayrılması ile hız kazanır ve doğum sürecine girer. Doğumdan itibaren de kadın, bir seri gelişim süreci yaşamaya başlar tıpkı bir rahimden diğerine geçiş gibi.
Gelin hep birlikte yaratım ve gelişimin temellerini oluşturan içsel yapımızı, rahime geliş anımızdan menopoza kadar uzanan bu yolculukla keşfedelim. Ve dönüşüp, her yaşam döngüsü ile bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu nasıl iyileştireceğimizi öğrenelim, tecrübe edelim.
Bilinmesi Gerekenler
- Menstrüasyon döngüsü dünyevi olan en temel döngüdür.
- Kanımız, dişil arketip ile bağımızdır.
- Doğanın makro-kozmik döngüsü, ay üzerinden bildiğimiz yükseliş ve alçalış, suların medceziri, mevsimlerin değişimi dişil beden üzerinde yaşanan regl döngüsü üzerinden yansır.
- Yumurtanın aylık olgunlaşması ve akabinde gelen hamilelik yada regl kanının salınımı, yalnızca doğada oluşan yaratım sürecini yansıtmakla kalmaz, insanoğlunun yoğun çabasını da gösterir.
- Birçok kültürde, menüstrasyon döngüsü kutsal olarak görülür.
- Doğanın ritimlerinden koptuğumuz modern toplumlarda dahi yumurtlama/ovülasyon döngüsü aydan etkilenir. Araştırmalar, dolunay zamanı veya bir gün öncesinde yumurtlama ve gebe kalma oranlarının tavan yaptığını gösteriyor. Yeni Ay zamanı ovülasyon ve gebelik oranlarının düştüğü ve artan oranda kadının regl kanamasına başladığı kaydediliyor.
- Bilimsel araştırmalar Ay’ın sıvıların akışını yönettiğini (okyanus ve bedensel sıvılar), rüyaları ve bilinçaltını etkilediğini kanıtlıyor.1
- Menstrüasyon döngüsünün zamanı, üreme döngüsü ve doğum anı da yine ay’ın domine ettiği okyanus akımlarını takip eder.
- Gün ışığı, ay ve gelgitler gibi çevresel işaretlerin kadın menüstrasyon döngüsü ve doğurganlık üzerinde etken olduğu raporlarla kanıtlanıyor.
- Düzensiz regl döngüsü yaşayan iki bine yakın kadın üzerinde yapılan araştırmada, bu kadınların yarısından fazlasının ovülasyon döneminin üç günlük süresinde yataklarının yanına ışık yakıp uyuduklarında normal regl döngüsüne girdikleri gözlendi.2
- Menstrüasyon döngüsü yalnızca sıvıların akışını değil bilgi ve yaratıcılık sürecini de yönetir. Döngünün farklı zamanlarında bilgi akışını farklı alıp, farklı işliyoruz.
- Menstrüasyon bilgeliğini şu şekilde açıklamak gerekiyor: Regl başından ovülasyona kadar, yumurtayı olgunlaştırıyoruz -en azından sembolik olarak- birisini yada bir şeyi doğurmak için hazırlanıyoruz, ki bu hali toplum onore eder.
- Birçok kadın regl döngüsünün başından ovülasyon sürecine kadar ifade yetilerinin tavan yaptığının farkına varır. Bu süreçte enerji sürekli ve yüksektir. Hevesle dolu, yeni fikirlere atılırlar ve diğerlerine yardım rolü için kolları sıvarlar. Döngünün ortasında, doğal olarak başkalarına ve yeni fikirlere oldukça açıktırlar, yani “doğurgandırlar”.
- Seks arzusu da döngü ortasında tavan yapar ve beden havaya feromonlar salgılayarak seksapeli arttırırlar.3 Ata erkil toplum bu durumu oldukça değerli bulur ve biz de döngünün “iyi” süreci olarak içselleştiririz.
Vestibulum 1· Hartman, E., 1966. Dreaming sleep (the D State) and the menstrual cycle, Journal of Nervous and Mental Disease, vol. 143:406–16; Swanson, E.M., Foulkes, D. 1968.
2 · Brown, F.A., 1972. The clocks: Timing biological rhythms, American Scientist, vol. 60:756–66; Gauguelin, M., 1978. Wrangle continues of pseudoscientific nature of astrology, New Scientist, Feb. 25; Menaker, W., 1959.
3 · Michael, R.P., Bonsall, R.W., Warner, P., 1974. Human vaginal secretion and volatile fatty acid content, Science, vol. 186:1217–19; Cutler, W.B. 1999. Human sex-attractant pheromones: Discovery research, development, and application in sex therapy, Psychiatric Annals, vol. 29:54–59.