Herkesin kim olduğunu tanımlayan feminen ve maskülen nitelikleri vardır.

Hedef odaklı, ilerleyen, işleri sonuna erdiren ve ileriye götüren bir ifadede, maskülen doğadayızdır. Hayatın akışında kaldığımızda, yaratıcı enerjiyle olduğumuzda, dans ettiğimizde, sevgi dolu olduğumuzda, yaşamdan keyf aldığımızda ve iç hissiyatlarımızla uyumda olduğumuzda da feminen doğayı ifade ediyoruzdur.

İki karşıt enerji gerekiyor ki bütün bir insan olarak hissedebilelim. Varoluşun temeli de budur, dualite, karşı kutupların etkileşimi. Erkekler daha ziyade maskülen enerji ile kendilerini tamınlasalar da onlar da olayları akışına bırakmaktan zevk alırlar, ama aynı zamanda net, yön verici ve ilerleyen ifadede kalmayı severler.

Hepimiz için hem maskülen hem de feminen eğilimleri ifade etmek yaşamda tatmin hissettirir.

Kültürümüzde maskülen değerler ilerleme ve geleceğe yönelik olmayı ifade ettikleri için daha ‘değerli’ görülürler. Bu durum dengenin bozulmasına neden olur, hem bireysel hem küresel boyutta.

Maskülenliğe olması gerektiğinden daha fazla değer verdiğimizde, zamanımızın çoğunu iş peşinde koşarak, hedefleri tutturmaya çalışarak, sürekli geleceği düşünerek geçirir, dinlenmeye, tatil yapmaya ve başkaları ile spontane iletişim kurmaya çok az zaman ayırırız. Maskülenliğe daha çok değer verdiğimizde, insan-üretimi şeylere daha bağımlı olmaya başlarız, akıllı telefonlar, ipadler, bilgisayarlar… ve doğada git gide daha az zaman geçirip, yaratıcı doğamızı ifade etmez hale geliriz.

Daha fazla maskülen olup, feminen değerleri arka plana attığımızda, bu durum bize hep eksik olduğumuz hissiyatı verir ve bir şeylere özlem hissettirir, ne olduğunu bilmesek bile. Bazen kendini tazelemeye, bazen çılgınca yaşamaya, bazen kaynakları bol olan bir yaşama, bazen doğal ve spontane olmaya… ama neyin hasretini çektiğimizi, neden tatminini hissetmediğimizi bilmeyiz… Oysa ne kadar da çok çalışıyoruzdur tatmin olabilmek için.

Hasretini çektiğimiz şey, feminendir. Bilmesek de aradığımız feminen enerjidir.

Eğer stres altındaysak ve tazelenme arayışındaysak, emin olun buna sahip olabilirsiniz. Size bu makalede feminen enerjiyi tekrar canlandırmanın ve hayatınızda ve dünyada yaşatmanın 15 farklı ve efektif yönünü anlatacağım.

  1. İfade

Birçoğumuz o kadar yoğunuz ki, durup, içimizde neler oluyor dinlemeye vakit bile ayırmıyoruz. Eğer hep dışadönük davranıyorsak, bu durum içimizde bir bölünme yaratır, içimizdeki kalbin derin hissiyatlarından koparız.

Bu durumu düzeltebiliriz elbet. Yapmanız gereken, içsel olarak kim olduğumuzla bağlantı kurmaya başlamak. Bunu yapmanın en güzel yolu duygularınızı ifade etmeye başlamaktır. Bir defter alıp duygularınızı yazmak oldukça rahatlatıcı ve oldukça basit bir metotdur. Sadece duyguları değil, düşünceleri, bedensel hissiyatları yazabilirsiniz. Bu şekilde, yavaş yavaş feminenin dünyasına girmeye başlarsınız… Hisler alemine dokunmaya…

  1. İnançlarınızı Gözden Geçirin

İçinizde şu durumu gözden geçirin: Feminen olma konusunda, manevi, zihinsel, fiziksel ve sosyal seviyede bir direnç hissediyor musunuz?

Direnç, negatif enerjinin ardındaki enerjiyi ifade etmek için kullandığımız bir kelimedir.

Reglinizle ilgili bir direnç (negatif duygu) hissediyor musunuz? Birisinin eşi olmaya karşı direnç hissediyor musunuz? Göğüslerinize karşı kabulsüzlük (küçük, büyük) hissediyor musunuz? Makyaj yapıp, yapmamaya karşı direnç hissediyor musunuz? Başkalarınıza kendinizi açma konusunda direnç var mı? Doğal doğum yapabileceğinize dair direnç var mı?

Dirençlerinizin kök inanç mekanizmalarını bulduğunuzda, bu inançları bırakmaya çalışın. Kendinize sürekli söylediğiniz kelimeleri izleyin, tekrar ettikçe bu kelimeler sizin inancınız haline dönüşür. İçinizdeki femineni uyandırmanın en güzel yönlerinden birisi de feminen ile ilişkilendirdiğiniz dirençleri (negatif inanç ve duyguları) serbest bırakmaktır.

  1. Bedeninizi Sevin

Kültürümüz feminen bedeni ile savaş içinde. Sonuç olarak biz de kendi bedenimizle savaş içindeyiz. Feminen kendine has yönlerle ifade bulur. Eğer bedeninizin bazı yönlerini beğenmiyor ve negatif duygular besliyorsanız, yani direnç varsa, feminen doğanıza karşı direnç var demektir.

Sağlıklı ve zinde olmak bu bedene gıda olarak ne aldığımıza, nasıl hareket ettirdiğimize bilinçli olarak karar verebilmek direkt olarak feminene verdiğimiz değerle alakalıdır.

  1. Dans

Dans… Bu konu o kadar net ki, çok fazla kelime ile anlatmama gerek yok, dans etmek feminenin en temel doğasıdır. Bedenle dansın zaman içinde yaşamla dans edebilme yetisine dönüşmesi feminen doğanın mucizevi açılımlar yarattığı alanlardandır.

  1. Doğaya Çıkın

İçimizdeki enerjiler gibi dış dünyada da mekanlar ve ortamlar maskülen ve feminen enerji özellikleri taşırlar. Feminen, yaşam gücü enerjisidir. Ormanlar, parklar, nehirler, rüzgar, deniz, tüm doğa feminen enerjidir. Yeniler, yaratır, döngüseldir, her anı buram buram yaşamdır. Bir tane ağaç bile olsa şehrin içinde, onun altında oturmak bizi tekrar feminen doğaya bağlar.

  1. Yaratıcı Olun

Feminen enerji yaratıcı güçtür. Yaratıcı güç olan feminen enerjinin tezahürü kadın bedenindedir. Bedenlerimiz yaşam yaratmak için tasarlanmıştır.

Yaratımın bir çok yönü vardır. Sanatsal ifadeler, yazı, dans, resim, yeni fikirler üretmek gibi. Ne yaratmak istediğinizi düşünün. Akışınıza izin veren her şey feminen manasına gelir.

Rutininizin dışına çıkıp resim yapmaya başlayın, şiir yazın, şarkı sözü yazın ya da nefis bir yemek yapın hem kendiniz hem de dostlarınız için.

Yapılanların ‘iyi’, ‘mükemmel’ olması gerekmiyor… Yalnızca yaratılmış olsunlar. Beklentileri bırakın, yaratım aşkına!

  1. Duygusal İfadenizi Taçlandırın

Maskülen mantık ile tanımanırken, feminen duygular aracılığı ile ifade bulur. Hepimizin duygusal bedeni var, ama birçoğumuza duyguları nasıl anlayacağımız öğretilmedi.

Eğer duygularınız konusunda kafanız sık karışıyorsa, merak etmeyin, kendinizle uyumlanmayı öğrenebilirsiniz. Bunu nasıl hissettiğinizi gün içinde dinleyerek yapabilirsiniz. Hissiyatlarınızı anlamaya başladığınızda, otomatik olarak daha bütün, tam hissetmeye başlarsınız.

  1. Spontaneliğe ve Doğallığa Değer Verin

Gerçekçi olalım, tatile, başkaları ile iletişimde olmaya, her şeyi durdurup es vermeye, keyif yapmaya ve dinlenmeye yeteri kadar önem vermiyoruz. Hep çok çalışıyoruz (aşırı maskülen) ve böyle olduğunda da yaşamın coşkulu spontaneliğini tecrübe edemiyoruz. Hep olması gerektiği gibi olmaya çalışıp, gerçek doğal hallerimizden kopuyoruz. Doğal olmak ne demek unutuyoruz ve şartlanmalar ve beklentiler silsilesi içinde kaybolup kim olduğumuzu unutuyoruz.

Eğlenceli olmak, doğal ve spontane olmak için hep bir sonraki tatili bekliyoruz. Hep bir sonraki doğal anı beklemenize gerek yok! Her gün mini tatiller verebilirsiniz kendinize

İşe öncelik belirlemekle başlayın. Rahatlama zamanını öncelik listesine alın. Kitap okuma, müzik dinleme, yoga, kısaca anı yaşamanıza olanak sağlayan, ‘kendi kendine’ zamanı yaratın. Aşırı çalışan halinizden çıkmaya başladığınızda, yeniden kendiniz olmaya, doğal ve spontane olmaya başlarsınız.

  1. Dönüşüm İçin Ortam Yaratın

Bazılarımız feminenin sessiz sakin ve teslim olan olduğunu düşünüyor ama bu hikayenin ufak bir bölümü. Feminen enerji muazzam dönüşüm kapatisesine sahip. Yaradan 9 ay içimizde başka bir canlıyı taşıyabilmemiz için gerekli her gücü kadınlara vermiş. Neden? O hormonal iniş çıkışlarla, deli eden sancılarla, mide bulantıları ve duygusal gelgitlerle başka kim baş edebilir. Ancak güçlü bir enerjiye sahip kadın! Bu da demek oluyor ki dönüşüm için gerekli tüm duygusal güç, feminen enerjinin doğası. Duygular muazzam bir güce sahiptir, onları anlayıp, dönüştürdüğümüzde hem çocuklarımızı, hem eşimizi, hem çevremizi dönüştürme gücüne sahip oluruz. Üstelik kaba kuvvet kullanarak, kabalıkla, iterek kakarak değil, doğal olarak akışında. Tıpkı doğa gibi. Meltemi de var fırtınası da her şey dengesinde, yerli yerinde. Doğa sürekli dönüşüm döngüsünde. Kadının ay döngüsünde olduğu gibi.

  1. Kız Kardeşlik Sevgisi

Diğer kadınlarla vakit geçirmek, ruh birlikleri, içten hissiyatların paylaşıldığı, şefkat ve destek ortamları yaratmak muazzam şifa vericidir. Sevdiğiniz kadın arkadaşlarınızla sık sık biraraya gelmek, ve birbirinize projelerde, çocuklarla ilgili destek olmak, fikir vermek, birlikte yemek yapmak, gülmek, ağlamak, kendinizi arkadaşlarınıza açmak… Tarifi mümkün olmayan bir feminen enerji açığa çıkarır. Kalbiniz şükürle dolar taşar. Daha ne diyelim!

  1. Haz Algısını Arttırmak

Maskülen enerji genellikle düşüncelerde kendini kaybeder, feminen ise his ve haz aleminde.

Feminen enerjinizle yeniden bağ kurabilmek için tat duyunuzu aktive edin, kaliteli bir çikolata, nefis bir yemek, damak zevkine hitap eder ve hazzı arttırır.

Dokunma duyunuzu aktive edin. Alışveriş yaparken dokunduğunuz kumaşlar, yatağınızda, banyoda kullandıklarınız, bedeninize değenler. Doğal aromalar, çiçek kokuları. Göze hitap eden güzelliklerle bezenmek, insan veya doğa yaratımı. Bedensel duyularımızla bağlantıda olmak, hamam, bitkisel rahatlatıcı banyolar, güzel bir aromaterapi masajı. Hazları harekete geçirin.

  1. Anne Sevgisi

Annenizle olan ilişkinizi şifalandırmak, feminen doğanızla olan ilişkinizi tamamen dönüştürür.

Feminenle olan ilk temasınız anneniz aracılığıyla gerçekleşir. Eğer annenize karşı direnç varsa, o zaman içinizdeki feminene karşı da direnç var demektir. Bu da demek oluyor ki feminen doğanızı aktive etme sürecinde en önemli adım annenizle olan ilişkinizi mercek altına almak ve iyileştirmek.

Peki bunu nasıl yapacağız? diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Öncelikle, annenizi olduğu gibi, kendi feminen münhasırlığında kabul ederek. Onları size aktarmış olabilecekleri herhangi bir sağlıksız düşünce ve duygudan ötürü affederek. Annelerimiz her zaman ellerinden gelenin en iyisini yaparlar, ve bizim öğrenip, büyümemiz gereken kendi derslerimiz vardır.

İkinci olarak, annenizin nerede bitip, sizin nerede başladığınızı idrak etmek. Annenizden ayrı bir varlık olduğunuz hissiyatına ulaştığınızda, kendi otantik varlığınıza adım atabilir ve feminen doğanızı tezahür ettirebilirsiniz. Yani kendi kendinizin kadını olmaya başlayabilir, kendinizi keşfetmeye, feminenin gizemlerini keşfetme yoluna girebilirsiniz.

  1. Anne Olmak Ne Demek Anlamak

Çocuklarınız olsa da olmasa da, birçoğumuz annelik hakkında sağlıksız fikirlere ve hislere sahibiz. Ya anneliğe karşı sağlıksız bir direncimiz var ya da anne olmak bu dünyada olmamızın yegane sebebiymiş gibi bir inanış… Her iki hal de bizi sağlıksız birey veya sağlıksız anne yapar.

Zaman ayırıp, annelik sizin için ne manaya geliyor bir bakın. Annelik ne hissettiriyor, anne olmak denince ne düşünüyorsunuz, aklınıza ilk gelen kelimeler neler?

  1. Sezilerinizi Dinleyin

Sezilerle bağlantıya geçebilmenin yolu, anda kalabilmek ve hissiyatlarınızın farkında olmaktan geçiyor. Hayatını sürekli mantık ile yürüten bir kadın muazzam anlamda içindeki feminenden kopuktur. Feminenlik, alıcı, hislere ve sezilere açık bir doğa halidir. Yönetmeye, mantıklı açıklamalar getirmeye, mazeret ve tanımlara yer yoktur burada. Alıcı, gözlemci, akışındaki bir nehir gibi bir haldir. Bu hal, etrafımıza ördüğümüz duvarları indirmek manasına gelir. Hakiki bir açıklıkla, fiziksel boyutun ötesindekileri algılamaya açık olacak güven hissiyatına sahip olmaktır. Yaşama kayıtsız şartsız güvenmek demektir. Yaradılışa güvenmek, Yaradan’a güvenmek demektir. Güven, feminen doğaya aittir. Sebepsiz, şartsız, analizsiz. Seziler hiç yanıltmazlar. Duyabilirseniz eğer.

  1. Kendinizi Sevmeyi Öğrenin

Samimi bir kalp açıklığı, sevgi, şefkat ve hem kendinize hem de dünyaya karşı iyi niyet geliştirmeyi öğrenin. Modern yaşam her durumda kendimizi ortaya koyup, rekabetçi düzenekte kendimizi göstermemiz için bize at koşturtur. Ve kalp açıklığı, şefkat, anlayış gibi değerlere yer yoktur böyle hızlı ve hedef odaklı bir dünyada. Ama bunun faturasını kadınlar olarak göğüs kanseri olarak ödüyoruz. Bu yarışın sonucunda ölüyoruz. Hassas bioritmimiz, sürekli ‘yapan’ bir hal ile artık başa çıkamıyor. Artık bunları değiştirme zamanı, önce kendimiz üzerinde. Çünkü değişim herkesin kendi bedeninde, kendinde başlıyor. Dışardan değil, içerden değişim bu dünyanın dönüşmesini sağlıyor. Bunun kanıtları her geçen gün daha da net.

Şimdi, değiştirmek istediğiniz üç şey belirleyin. Günlük yaşamınızda bu üç şeyin geçerliliğine bakın. Örneğin, haftada bir, bir arkadaşınızı arayarak onu hiç bir şekilde eleştirmeden, şefkatle dinleme yetinizi geliştirebilirsiniz. Ya da her gün kendinizi ‘kendini seven’ bir davranışa adayabilirsiniz. Ya da pediküre gitmek, bir projeyi bitirmek, ya da sürekli düşünüp durduğunuz bir kıyafeti almak için harcadığınız zaman yerine uyumayı seçebilirsiniz.

Size iyi gelecek ne var bileceğinize dair kendinize güvenin. Ben size güveniyorum!

Gülenay Pema

Write a comment:

*

Your email address will not be published.

© 2015 Gizemli Dişilik | Dişil Farkındalık Öğretileri.
Yukarı
Takip Edin: