Lotus çiçeği yeniden doğuşu, yenilenmeyi ve ruhani uyanışı temsil eder. Ancak suyun üzerinde hiç çaba sarf etmeden yüzer gibi görünen bu güzel çiçeğin, çiçek açmak için aslında çok çalışması gerekir. Lotus çiçekleri suyun yüzeyine çıkmadan önce bir nehrin ya da göletin dibindeki çamurdan çıkıp büyür.
Kendi hayatımızdaki çamurdan çıkabilmek de bizim çiçek açmamıza yardımcı olur; bu, gerçek benliğimize, özümüze doğru bir çıkıştır. Kalbin sesini duymak ve onu takip etmektir. Ama çiçek açmak için içeriye bakmamız ve bizi geri tutan ne varsa onu aradan çıkarmaya odaklanmamız gerek. Bakmamız, yüzleşmemiz ve geride bırakmamız gereken bir çok duygu olabilir. Bu duygular utanç, bir hastalık ya da bir ilişki kaynaklı olabilir.
Ve bu çamur birikintilerimizde pek çok şey saklı olabilir. Her şeyi bir anda açığa çıkarmamız gerekmiyor. Şifalanma katman katman gerçekleşir. Bir soğanı soyduğunuzu düşünün, bunun gibi. Ama eğer kendi kişisel çamurumuzu biraz karıştırmayı göze alamıyorsak yeni ya da iyi bir şeyi hayatımıza yansıtmamız da mümkün değildir.
İşte kendi çamurunuzdan çıkıp hayatınızı gerçek anlamda dönüştürmeye başlayabilmeniz için birkaç yol:
Öğreti 1: Kendine Dürüst Ol
Gerçeklik manevi uyanmanın temel taşıdır. O olmadan büyüyemeyiz. Davranışlarımıza ne zaman mazeretler bulursak ya da gerçekleri gizlersek sonucunda bunun bedelini öderiz. Bu bedel genellikle hastalık ya da sıkıntı şeklinde olur.
Gerçek her ne kadar acıtsa da sizi özgür kılar.
Öğreti 2: Değişime Direnç Gösterme
Değişiklikle karşı karşıya geldiğimizde birçoğumuz panik yapar, olayları kontrol edip düzeltmek için olayla yüzleşir. Ancak çoğu kez bu kontrol, kökenleri çok derinlere inen sorunlarımızın pekişmesine neden olur. Belirli bir noktada var olan duruma teslim olmalı ve her sonucu kontrol etmeye çalışmaktan vazgeçmeliyiz. Aksi halde bedenlerimiz, dokularımız ve sinir sistemimiz, hastalık ve engelliliğin davetçisi olan katı kalıplarda “takılı” kalır.
Öğreti 3: İtiraf Et
Bu biraz ağır bir tabir. Ancak itiraf etmenin basit anlamı şu; “bir şeylerin” arkasına saklanmaktan vazgeç. O “bir şeyler” yiyecek, alkol, üzüntü, alışveriş, dedikodu, ilişki ya da başka herhangi bir bağımlılık olabilir. Ya da hayatındaki biriyle daha anlamlı bir ilişki geliştirebilmek için duygusal anlamda hesaplaşmak anlamına da gelebilir. Bu hiç kolay değil. Hatta “itiraf etmek” en zor şeylerden biridir.
İtiraf edip gerçeği söylediğinizde hayatınızdaki eski bir kalıbın patlayacağından emin olabilirsiniz. Bir ilişkinin bitmesine bile neden olabilir. Ama bir yalanı yaşamak uzun vadede çok daha kötüdür. Bazen itiraf etmek destek gerektirir.
Temizlik sürecinde bedeninde ani bir toksin boşalması hissedersiniz ve bununla birlikte büyümek için özgürleşirsiniz.
Öğreti 4: Bağışla ve Atlat
Bağışlamak kendimizi kıstırdığımız kapandan kendimizi kurtarmaktır.
Ne sıklıkla kendini ya da başka birini yargılıyorsun? Şöyle şeyler diyor musun, “Hiçbir zaman paramı iyi yönetememişimdir; bu işi benim için eşime yaptırıyorum?” O halde bir yatırım yapmaya çalıştığında daha baştan kendini Başarısızlığa mahkum etmişsin demektir. Bir şeyi atlatmadan yola devam etmeye çalıştığımız zaman geçmiş sinsice hayatımıza geri sokulmanın bir yolunu bulur. Ama affedip atlattığımızda kendimize çamurdan çıkma fırsatı yaratırız.
Çoğu zaman en çok bağışlamamız gereken kişi kendimizdir. Yargıladığınız şeyler her neyse bunun için kendinizi affetmek için şöyle diyin: “Kendimi bu konuyla ilgili yargıladığım için kendimi bağışlıyorum: ……….. (boşluğu doldurun)” . Bu kelimeleri sessizce ya da daha iyisi yüksek sesle ayna önünde söyleyebilirsiniz.
Öğreti 5: Suçluluk ve Utanç Duygularına Bak
Suçluluk, yapmamız ya da olmamız gerektiğini düşündüğümüz şey, gerçekte yapmak istediğimiz şeyle ya da olduğumuz kişiyle zıt olduğunda ortaya çıkar. Genellikle de aile baskısından ya da çarpık toplum yapısından kaynaklanır.
Brene Brown bu konuda şöyle diyor; “Suçluluk şunu der, ‘Ben bir hata yaptım’. Utanç ise şöyle der, ‘BEN hatayım.’”
Suçluluk duygusundan şunu kabul ederek kurtulabilirsiniz; her ne sebepten ötürü suçluluk hissediyorsanız onu deneyimlemenizi yüksek benliğiniz istedi. Diğer bir deyişle yüksek benliğiniz o dondurmanın ya da çocuklardan uzakta geçirdiğiniz bir öğleden sonranın tadını çıkarmanızı istedi. Bir kez yüksek benliğinizin varlığını kabul ettiğinizde KENDİNİZ olmanız artık mümkün olur. İnsana en acı veren duygulardan biri olan utanç, mizah ve ışığın olduğu bir ortamda barınamaz.
Utanç duyduğunuz şey her neyse, onun hakkında konuşmaya başlayıp destek almaya yanaştığınızda utanç ortadan kalkar.
Öğreti 6: Filizlenişini Kutla
Kendi kişisel çamurunuzla yüzleşecek cesaretin sizde var olduğunu görmeye çalışın. Kirli işi temizlemeye el attığınızda güzelliğiniz, gücünüz ve dönüşümünüz ışıldamaya başlar. O zaman da yolculuğunuzun meyvelerini toplamaya başlarsınız. Bunu da sadece sizinle birlikte bunu geçekten kutlayabilecek kapasitede olan kişilerle paylaşın. Ellerini çamura sokmak istemeyen kişiler size nasıl destek olacaklarını da bilemeyeceklerdir.
Birbirinden ender güzellikte ahenk yayan Nilüfer çiçekleri gibi olma niyetiyle…
Sevgilerimle,
Gülenay Pema
-
“Bir yıl önce “Yoga” benim için yoğun çalışma hayatında stresimi atmama yardımcı olan, ara ara kendimi çok da bağlamadan katıldığım, ama asla önemli bir zaman dlimini vermeyi düşünmediğim hoş, eğlenceli, güzel insanlarla tanışma fırsatı bulduğum bir aktiviteydi.
1 yıl önce hayatımda bazı şeyleri değiştirme kararı almışken bu defa hiç tanımadığım Pema Hoca’yla da Yoga’ya başlama kararı aldım. Sadece çok etkilendiğim web sitesi ve programları ilgimi çekmişti. Bu arada “dişil enerji” üzerine kendisinden bireysel çalışma seansı almak istediğimde beni grup çalışmasına davet etmişti. 🙂 Pema Hoca sizi hep şaşırtır, disipliniyle, bilgisiyle, iradesiyle, bir çiçek gibi zarafetiyle, söylediğiyle yaptığı her dem aynı olan kişliğiyle ve pek tabii disiplin ve sorumluluk bekleyen ama aynı zamanda çok şefkatli Kali enerjisiyle, verdiği bilgileri birebir uygulayıp kendi hayatındaki yansımaları paylaşmasıyla…
1 yıldır çok düzenli bu derslere katılıyorum en fazla bir kez ders kaçırmışımdır, her ders tutku ve coşku hissiyle dolu geçiyor. Cömertçe aktarılan bilgiler çoğu zaman teknik, bazen de ezoterik. Ama aslolan bizim adanmışlıkla öğrendiklerimizi hayata geçirmemiz ve tecrübe etmemiz. Pema Hoca bunu kendi yöntemleriyle izliyor, hissediyor, geri bildirim veriyor beklentisi hep yüksek. Bense ortalama 14 saattlik çalışma hayatıyla yogayı birşekilde birlikte yürütebilyorum ve Yoga’ya bu derece bağlanmama şaşırıyorum. Verilen teknikler, bilgiler, beslenme yöntemleri, kriyalar, asalanalar, meditasyonlar, inziva programları, dişil enerji çalışmaları, özel konuda yapılan tez şeklinde ödevler hepsi insanın once zihnini formatlıyor sonra hayatını. Bu çalışmaları yapıp asla aynı insan olmuyorsunuz. Yoga hiç hissetmeden hayatınıza derinlemesine giriyor, uyandığınızda, duş alırken, dişinizi fırçalarken her yerde…
İnsan geçmişi değiştiremiyor. Gelecekse ancak bugün yaptıklarımızla değişebiliyor. Öyle kolay değil gerçek bir değişimi yakalamak ama umutlu olmak ve tutarlı bir çizgide olmak, huzurlu olmak, bu işi aklınız ve kalbinizin bütün olduğunu hissettiğiniz size bilgilerin cömertçe aktığı bir yerde yapmak çok önemli. Buyüzden doğru yerde olduğum için, değişimi her geçen gün kendimde daha çok hissettiğim için çok mutluyum. Sevgiler.”
-
“Sevgili Gülenay Pemaji,
Bir gün Paulo Cohelho’nun kitabı Brida’yı okudum. O kitapta anlatılan Brida’nın hikayesi beni çok etkilemişti. Çünkü Brida hayatının bir döneminde şaman bir kadınla karşılaşır ve içinde
ki değişimler bu karşılaşmayı takip eder. Kendim için de bunu dilemiştim. Çok şükür sevgili Gülenay seninle karşılaştım. Karşılaşmamızdan beri hayatımda çok şey değişi. Hayat beni çeşitli olaylara, yerlere, insanlara sürükledi. Sevgili Prem Baba’nın dediği gibi hayat gizemini her gün tekrar tekrar gösterdi. Hayatın gizemi bana gözükürken fırtınalarda bana sunduğun destek için büyük bir minnet duyuyorum. Derslerde öğrendiğim yoga teknikleri sayesinde bedenimle daha derin bir ilişki içindeyim artık. Beslenme alışkanlıklarım olumlu yönde değişti. Kendime nasıl bakmam ve kendimi nasıl sevmem gerektiğini derslerin ve bizlere anlattıkların sayesinde derinden anlıyorum. Gizemli dişilik çalışmaları, Mistik Tanrıça Ritüeli bunlar ise çok özel çalışmalar. Bir kadın olarak kendi özümü keşfedebilmek büyük bir nimet. Bu beni özgürleştiren bir lütuf. Alışılmış kalıpların dışında kadın olmak ne demek, bir kadın nasıl sever, sevdiği insana nasıl şefkat gösterir, kendini nasıl sever, tüm bu sorulara bu eğitimler cevaplar sundu benim için. Mistik Tanrıça Ritüeli’nde beni etkileyen yüzleşmelerinden birisi Doğa Ana’nınn kızı olduğumu tekrar idrak etmek oldu. Bunu hissedebilmek çok güzel bir duygu. Bugün bir fotoğraf gördüm. Bir yıldırım gökkuşağının yanında belirmiş. Hayatta böyle anlar yaşadığımızda, hem yıldırım hem gökkuşağı altında olduğumuzda,bize sunduğun tüm destek çok değerli. Sevgiler”
-
“Sevgili Gülenay,
Seni 1,5 sene önce arayışlarım sonucu tesadüfen karşılaştığım Mistik Tanrıça Eğitim’in sayesinde tanıdım. Kadınlığa dair bilgilerin verilmesi, Tanrıçalıktan bahsetmesi ilgimi çekti ve katılmaya karar verdim. Bir yandan da internet sayfanı takip etmeye başladım. O dönem daha uzun süreli olacak Yoganın Abc’si programını duyurduğunda iki program arasında tercih yaptım ve yogaya gelmeye karar verdim. Daha önce iki ayrı yerde kısa süreli yoga yaptığım için yogaya dair daha uzun dönemli ve kapsamlı bir eğitim almak ihtiyacındaydım. Senin duyurun tam vaktinde geldi. Böylece 1 yıllık yolculuğumuz başlamış oldu.
Yoga seninle tanışmadan önce benim için 1,5 saatlik hareketler silsilesinden ibaretti daha önceki tecrübelerimden dolayı. Seninle birlikte yoganın bütünleyici yönünü keşfettim ve yoga benim için yaşam biçimi dediğim zaman artık biliyorum ki yaşam yogayla birlikte akıyor, her eylemimde yogaya dair bir farkındalık var. Değişimleri sıralamam gerekirse, bedenimle eskiden olmadığı kadar iletişim halindeyim, hislerimin içinde kaybolmak yerine anlamaya çalışıyorum, yarattığın farkındalıkla kendi karanlık yönlerimi görmeye başladım. Birçok korkumun olduğunu fark ettim ve kendimle ilgili doğru kabul ettiğim bilgilerin pratik hayatta gerçeklikten uzak olduğunu gördüm ki bu da beni kendime karşı ezberci yaklaşımdan uyandırdı.
Özellikle iş hayatında karşılaştığım olaylarda çoğu stres kaynağının olayları kendi bakış açıma göre yorumlayıp değiştirmeye çalışmaktan kaynaklandığını görebiliyorum. Öğrettiğin tekniklerle duygularım ve zihnim arasındaki denge unsuruna odaklandığımda hayatın daha kolay aktığını deneyimliyorum. Duygularımı yoğun yaşıyorum, insanları ve durumları analiz ederken acı hissinin içinde savrulmak yerine artık hislerimin bana anlatmak istediklerine odaklanıyorum , egonun kalıpsal davranış şekillerine göre yönlendirmede bulunmasını daha çok fark edebiliyorum.
Seninle eğitimlere kalbimin sesini dinleyerek başladım. Her derste de ben bu kadını saatlerce konuşsun dinleyebilirim hissiyatıyla dinledim. Bir senelik uygulamalar sonrasında kalbimin sesini eskisinden fazla duyar hale geldim ve hayatın yoğunluğundan ertelediğim, ancak kalbimin hep sevdiği, beni mutlu eden şeylere yeniden döndüm. Örneğin; çocukluğumda çiçeklerle çok haşır neşirdim, doğayla iletişimim kuvvetliydi şimdi yeniden bağ kurmaya, çiçeklere daha çok vakit ayırmaya başladım kalbimin rehberliği ile kendiliğinden gelişen bir durum oldu bu. Ve o seni saatlerce dinleyebilirim hissiyatı hiç geçmedi çünkü bilgi kalbime işliyor ve orda yaydığı titreşim bana doğru yolda olduğumu hatırlatıyor.
Özetle hayatıma kattığın değer için sana minnetlerimi sunuyorum. Modern dünyanın egemen yaşama şekillerinin dışında insan olabilmenin, kalbin sesini dinlemenin kaybettirmeyeceğini aksine hepimizin kendimize giden yolu kaybettiğimiz için arayışta olduğumuz gerçeğini hatırlatıp kalp, zihin ve bedenimizle iletişim kurabilmemiz ve üçü arasındaki dengeyi sağlayabilmemiz için gösterdiğin rehberliğe teşekkür ediyorum. Sevgilerle,”
-
“Seni seviyorum. Yazlık evimize geldim sessizlik denize karşı. Ocak ayından beri ilk kez yalnız kalıyorum ve yoga yapıyorum. Hatta 7 nolu diyetteyim 🙂 Seni tanıdığım andan itibaren hayatım hızla değişti hala da devam. Senin sayende kendi gücümü ve değerimi farkettim yeniden ve elime aldım. Beni kendimden uzaklaştıran her şey hızla çıkıyor hayatımdan. Kimbilir daha neler çıkacak heyecanlanıyorum kendime yakınlaştıkça … Seninle sevgiyi yeniden keşfettim. Bütünün en yüksek hayrına dua etmeyi hatırlattın sadece kendimiz ve sevdiklerimiz için ederken. Her yerde şiddet almış başını giderken sen hiç ayrım yapmadan sevgi göndermeyi öğrettin. Anladim ki sevgi olursa insanın içinde şiddet kötülük olmaz. Dünya sevgiyle değişebilir güzelleşebilir ancak hatırlattın Seninle yolculuğa heyecanla devam… Sevgilerimle”
-
“Geçen sene bu zamanlar bana program boyunca yaşayacagım şeyleri anlatsalardı, inanmak bir yana, rüyada sanırdım kendimi. Bugüne kadar sayısız eğitime katılmıştım. Hep aynı şeyler söyleniyordu. Ögrendim sanıyordum! Ancak hayatımda hiçbirşey değişmiyordu. Hep aynı kısır döngünün içerisindeydim. Bu eğitimle birlikte hayatımda bir değişim dönüşüm başladı. Materyal dünyada kaybolan ben, hislerimi duymayı öğreniyordum. Bugüne kadar nerdeydi kalbimin sesi? Gerçek sevgi ne demek onu öğreniyordum. Çevremdeki herkes soruyor ‘aşık mı oldun? sana ne oldu?’ diye
🙂 Kendime doğru yola çıkmıştım… Bu egitime başlayan benle, şu andaki ben aynı değildim. Programın içerisinde öğrenilen teknikleri disiplinle uyguladıkça kendim üzerinde farkındalığım arttı. Dişil kardeşlik çemberinde kadınların birbirine gerçekten destek olabileceğini öğrendim. Çok sevdiğim kızkardeşlerim oldu. Bana toplumun öğrettiği kadın olmayı değil, kendim olmayı ögrendim. Kadınlığımı kabul ettim. Ne kadar şanslıydım. Bu eğitimde öğrendiklerim kaç ömre bedel kelimelerle anlatamam.
İyi ki Gülenay Hocayı tanımışım, iyiki bu eğitime katılmışım. Yaradana şükürler olsun! Sevgiler.”
-
“Bu büyülü sürecin hangi bölümünü anlatsam bilmiyorum. Kendimi 29 yaşımda yeniden doğmuş, yeni bir Ben e doğmuş hissediyorum. Bu programda verilen her öğretiye değer verip, içselleştirince ve adanmışlıkla birlikte hayata adapte edince, daha önce hiçbir yerde öğrenemeyeceğiniz bir mutluluk hissedeceksiniz. Beslenme düzenimin, bir kadın olarak kendimi kabullenme ve sevme yolumun, sessizlikte kalabilmemin yolunu açan, hayatımını dönüştüren bu güzel eğitim kendim için yaptığım en güzel şeylerden biriydi. İçten dışa giden değişimim çevremdeki herkes tarafından fark ediliyor. İlişkilerimdeki şifalanma materyal düzende de gerçekleşti ve hislerimi iyi duyabilip tanımlayabiliyorum artık. İçimdeki kuvvetli kadını red etmiyorum. Bu eğitimi Gülenay Hoca’dan almak bir ayrıcalıktı. Kendisine bağımlı kılmayan ancak kişinin kendi iradesinin kuvvetini ortaya çıkaran gerçek bir eğitmen bana göre. Kendini gücünü fark ettirdiği için de, geri dönüşü olmayan bir farkındalık ve gelişme yaşıyor insan. Kişi ancak gerçekten almak, hissetmek isterse bu süreçte ışık dolu bir kadın olmaya doğru gidecektir.”